- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 13 Ocak 2015
- Mesajlar
- 1,330
- Tepkime puanı
- 258
- Puanları
- 83
- Yaş
- 35
- Konum
- Ankara
- Üniversite Bölümü
- Tarih Öğretmenliği
- Ünvan
- Dr.
Mete’nin orduda onlu sistemi tatbik etmek suretiyle toplumdaki kabilecilik gayretlerini kırıp devlete milli bir karakter kazandırmasından on yıllar sonra m.ö. 55’de Asya Hun Devleti ikiye ayrıldı:İktisadi darlık ve askeri güçsüzlüğü gerekçe gösteren Tanhu Hohonyeh Toyda Çin himayesine girilmesini teklif etmiş, bu teklif kardeşi Çiçi ve taraftarlarınca “gülünç ve utanç verici” ve kendilerinden ülkenin devralındığı atalarına karşı hürmetsizlik olarak telakki edilmişti.
Çiçi Han… Baş eğmedi. Hiçbir güç onu özgürlüğünden vazgeçiremedi. Çin’e bağlanmayı reddetti. Kandaşı Hohanyeh Han ise Çin’e bağlanmayı onursuzluk saymamıştı. Çiçi Han ona karşı çıktı, savaştı. Sonrasında… Atası Mete Han’ın izinde çizmeye çalıştı yazgısını. Onun düşlerine tutundu. Önce günbatısına yönelecek, ordu toplayıp güçlenecek ve kutlu başkent Ötüken Yış’ı geri alacaktı. Günbatısını yeni bir ülkü olarak sundu budununa. Acuna bakışını ve göç yönünü değiştirdi. Kardeşler arasında baş gösteren mücadeleyi kazanıp Tanhu olan Çiçi hükümetinin Kuzey Moğolistan’daki ağırlık merkezini etrafını surlarla çevirerek bir şehir inşa ettiği Çu-Talas nehirleri arasına nakletti; Yerleşip tutunmak, kök salmak ve bir daha yerinden kopmamak adına bir kale yaptırdı. Düşleri uğruna büyük bir adım daha atmıştı ancak…
Çiçi Han’dan çok korkmuştu Çin.
Çin, gündoğusunun en ucundaydı. Çiçi Han ise devletini günbatısında kurmuştu. Şayet güçlenirse, gündoğusuna döner ve Hunlar için yeni bir Mete Han dönemi başlatabilirdi.
Destanları Hunlar yazardı. Çin ise bu destanlardan korkardı. Çiçi’nin hâkimiyeti uzun sürmedi. Çinliler Hun başkentini tamamıyla tahrip etti.(M.Ö. 36) Başkentte hayrete değer bir mücadele yapılmış sokaklarda kanlı savaşlar verilmiş, hatta Tanhuluk sarayı içinde oda oda çarpışılmış ve Çiçi, oğlu ve hatunlar dâhil saray mensuplarından 1518 kişi ellerinde kılıç devletleri uğruna hayatlarını feda etmişlerdir.
Bir destanla başlamıştı her şey! Bir koca budun, varoluş nedenini bu destana bağlamıştı. Çiçi Han yeni bir destan oldu düşleriyle. Budunu, bu destana tutundu. Bugün bu toprakları yurt tutuyorsak ve özgürsek, Baş eğmeyen Çiçi Han’ın destanı yazıldığı içindir!
Çiçi Han… Baş eğmedi. Hiçbir güç onu özgürlüğünden vazgeçiremedi. Çin’e bağlanmayı reddetti. Kandaşı Hohanyeh Han ise Çin’e bağlanmayı onursuzluk saymamıştı. Çiçi Han ona karşı çıktı, savaştı. Sonrasında… Atası Mete Han’ın izinde çizmeye çalıştı yazgısını. Onun düşlerine tutundu. Önce günbatısına yönelecek, ordu toplayıp güçlenecek ve kutlu başkent Ötüken Yış’ı geri alacaktı. Günbatısını yeni bir ülkü olarak sundu budununa. Acuna bakışını ve göç yönünü değiştirdi. Kardeşler arasında baş gösteren mücadeleyi kazanıp Tanhu olan Çiçi hükümetinin Kuzey Moğolistan’daki ağırlık merkezini etrafını surlarla çevirerek bir şehir inşa ettiği Çu-Talas nehirleri arasına nakletti; Yerleşip tutunmak, kök salmak ve bir daha yerinden kopmamak adına bir kale yaptırdı. Düşleri uğruna büyük bir adım daha atmıştı ancak…
Çiçi Han’dan çok korkmuştu Çin.
Çin, gündoğusunun en ucundaydı. Çiçi Han ise devletini günbatısında kurmuştu. Şayet güçlenirse, gündoğusuna döner ve Hunlar için yeni bir Mete Han dönemi başlatabilirdi.
Destanları Hunlar yazardı. Çin ise bu destanlardan korkardı. Çiçi’nin hâkimiyeti uzun sürmedi. Çinliler Hun başkentini tamamıyla tahrip etti.(M.Ö. 36) Başkentte hayrete değer bir mücadele yapılmış sokaklarda kanlı savaşlar verilmiş, hatta Tanhuluk sarayı içinde oda oda çarpışılmış ve Çiçi, oğlu ve hatunlar dâhil saray mensuplarından 1518 kişi ellerinde kılıç devletleri uğruna hayatlarını feda etmişlerdir.
Bir destanla başlamıştı her şey! Bir koca budun, varoluş nedenini bu destana bağlamıştı. Çiçi Han yeni bir destan oldu düşleriyle. Budunu, bu destana tutundu. Bugün bu toprakları yurt tutuyorsak ve özgürsek, Baş eğmeyen Çiçi Han’ın destanı yazıldığı içindir!