Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Köle ve itaatkar insanlar her zaman uyanıklar(sistemi yönetenler) tarafından sevilir. Çünkü bunlar sorgulamazlar, düşünmezler ya da çok ucuz fiyata satılan insanlardır. Dini inançlarla, korkularımızla, neyle bunu başarıyorlar?
Köleliğin ilk aşaması herhangi bir şeye karşı oluşturulan bağımlılıkla başlar ve bu bağımlılığı da ilk etapta hoşa giden şeylerle yaratırlar ki beyin dopamin salgılamaya başlasın. Her insanda bulunan ödül-ceza sistemini uygun yollarla tetiklemeyi başarabilirseniz, o insanı bağımlı ve beraberinde bir şeylerin kölesi haline de getirebilirsiniz. Diğer başlıkta bahsettiğimiz teknoloji ya da sosyal medya bağımlılığın altında yatan gerçek de budur. Sizi farkında olmadan köleleştirir ve belli bir süre sonra da sağlıklı düşünemeyen-sorgulayamayan ya da doğru karar almayı başaramayan, vurdumduymaz bir robot insana dönüştürür. Beyin ile şaka olmaz, beyin özgür değilse her şekilde esaret altındasınızdır.
Korku da zaten en büyük esaret çeşitlerinden birisidir çünkü insan acıdan-rahatsızlıktan kaçma eğiliminde bir yaşam sürer ve korku yaratmak insanlar için frenleyici bir mekanizmadır.
İnanç sistemleri şayet kişinin farkındalık seviyesi yüksek ise herhangi bir esaret yaratmaz fakat insanlar kulaktan dolma bilgilerle ve körü körüne bağlandıkları zaman hem kendi yaşamlarını hem de başkalarınınkini cehenneme çevirebilirler.
Farkındalık seviyesi yüksek ve özgür bir beyine sahip olan insanları, kolay kolay köle yapacak bir sistem yoktur. Hayat koşullarına göre belli sınırlamalara tabi olsalar bile diğer insanlardan çok daha rahat ve özgür bir yaşam sürerler.
Bu mesele çok karmaşık. kısaca kendi düşüncelerimi özetlemeye çalışayım;
- Birincisi ;
''kutsal'' olanı / kutsal kabul edileni / bize kutsal diye verileni ...sorgulamakta zorlanırız. nedir bunlar; Tanrı,din,peygamber,vatan,aile,anne,baba.. ve duruma göre; Türklük,Kürtlük,sosyalizm,halkçılık,millet vb.
esasta ise kutsal olan hiç bir şey yoktur. (hepsi insan yaratmasıdır)
İkincisi;
İnsanoğlu; subjektif ve edilgendir. bencil ve çıkarcıdır. güvenilmezdir(erdemlere göre değil şartlara göre davranması en olası davranışıdır).
üçüncüsü;
akıllı olduğumuzu iddia etsekte çoğu zaman duygulara ve güdülere göre davranırız. (akıllı biri sigara içer mi? yamaç paraşütü yapıp canını tehlikeye atar mı? kendini terk eden sevgilisini bıçaklar mı? vb)
4 cüsü;
tabiki korkular,konforumuzun bozulması,alışkanlıklarımız,kaygılarımız,vb. hepimiz küçücük insanlarız bizden güçlü ve büyük herşey bizim düşüncelerimizi yönlendirir. içsel dengemizi bozan herşeyde bizi yönlendirebilir..
bunlara ek olarak beynimizin bu yukarda saydılarımın bilincinde olsa bile bunlara göre davranamayan başka deyişle; bilgiye-doğruya-gerçeğe göre davranış geliştiremeyen kusurlu birşey olduğunu düşünüyorum. . kollektif aklımızın başarısı da bunun bir kanıtı bana göre.