- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 20 Ara 2011
- Mesajlar
- 25
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
"Suyu Hisset"
Iki genç balık yüzerken yaşlı bir balığın yanından geçerler. Yaşlı balık, “Günaydın delikanlılar, su bugün nasıl?” der. Genç balıklar diğerinin yanından geçip giderler, ama sonra birisi geri dönüp yaşlı balığın yanına gelir ve sorar “Su da ne?”
Etrafımızı kaplayan, heryerde gördüğümüz şeylerin farkına varmak sandığımızdan çok çok çok daha zordur.
Su, etrafınızı kaplayan herşeydir. Mesela arkadaş çevreniz, mesela işiniz, mesela içinde yaşadığınız kültür. Sigara tiryakiliği, aşırı yemek, hareketsiz hayatımız, TV karşısında çöpe giden saatler yada mutsuz iş hayatınız, idare eder birlikteliğiniz, çocuğunuzu yetiştirme şekliniz.
Her sabah yaptığın işe gitmek için arabaya bindin, çalıştırdın ve gaza bastın. Her sabah dinlediğin radyoyu açtın ve yolda giderken bir ara radyodaki müziğin yada haberin çoktan bittiğini ve son beş dakikadır reklam dinlediğini fark ettin. Az ilerideki trafik lambası sarıya döndüğünde acaba geçermiyim diye düşünüp gaza bastın yada nasıl olsa geçemem deyip frene. Senden önceki araba geçti, sen lambaya takıldın yada sen geçtin senden sonraki takıldı. Öndekine küfür ettin az daha basmadı gaza diye yada arkadaki sana küfürü bastı. Trafikte yarım saat harcayıp işe geldin, güzel bir parkyeri bulup sevindin yada kapıya en uzak park yerine park edip sinirlendin. Tıpkı dünkü veya yarınki gibi.
İşte su böyle bir şey.
Suyu fark etmek oldukça zordur çünkü etrafa daha iyi bakarak onu göremezsin. Suyu görmenin, fark etmenin tek yolu, suyun dışına çıkmaktır. Hayatta alıştığın şeyleri yapmaya bir süre olsun ara vermek ve olan biteni gözlemek gibi.Her an bunun farkında olmak bizi herkesten bir adım önde tutar.
Bu gerçekten zor iştir. Ama imkansız değil.
|David. F. Wallace|
Iki genç balık yüzerken yaşlı bir balığın yanından geçerler. Yaşlı balık, “Günaydın delikanlılar, su bugün nasıl?” der. Genç balıklar diğerinin yanından geçip giderler, ama sonra birisi geri dönüp yaşlı balığın yanına gelir ve sorar “Su da ne?”
Etrafımızı kaplayan, heryerde gördüğümüz şeylerin farkına varmak sandığımızdan çok çok çok daha zordur.
Su, etrafınızı kaplayan herşeydir. Mesela arkadaş çevreniz, mesela işiniz, mesela içinde yaşadığınız kültür. Sigara tiryakiliği, aşırı yemek, hareketsiz hayatımız, TV karşısında çöpe giden saatler yada mutsuz iş hayatınız, idare eder birlikteliğiniz, çocuğunuzu yetiştirme şekliniz.
Her sabah yaptığın işe gitmek için arabaya bindin, çalıştırdın ve gaza bastın. Her sabah dinlediğin radyoyu açtın ve yolda giderken bir ara radyodaki müziğin yada haberin çoktan bittiğini ve son beş dakikadır reklam dinlediğini fark ettin. Az ilerideki trafik lambası sarıya döndüğünde acaba geçermiyim diye düşünüp gaza bastın yada nasıl olsa geçemem deyip frene. Senden önceki araba geçti, sen lambaya takıldın yada sen geçtin senden sonraki takıldı. Öndekine küfür ettin az daha basmadı gaza diye yada arkadaki sana küfürü bastı. Trafikte yarım saat harcayıp işe geldin, güzel bir parkyeri bulup sevindin yada kapıya en uzak park yerine park edip sinirlendin. Tıpkı dünkü veya yarınki gibi.
İşte su böyle bir şey.
Suyu fark etmek oldukça zordur çünkü etrafa daha iyi bakarak onu göremezsin. Suyu görmenin, fark etmenin tek yolu, suyun dışına çıkmaktır. Hayatta alıştığın şeyleri yapmaya bir süre olsun ara vermek ve olan biteni gözlemek gibi.Her an bunun farkında olmak bizi herkesten bir adım önde tutar.
Bu gerçekten zor iştir. Ama imkansız değil.
|David. F. Wallace|